15 49.0138 8.38624 1 1 4000 1 https://www.kalindamarlab.com/tr/ana-sayfa 297 0
theme-sticky-logo-alt
theme-logo-alt

Moleküler Mikrobiyoloji

Moleküler mikrobiyoloji, mikrobiyoloji ve moleküler biyoloji arasında var olan ortak çalışma konuları sebebiyle ortaya çıkmış bir bilimsel tanımlamadır. Moleküler mikrobiyoloji, çalışma alanı olarak büyük ölçüde mikroorganizmaların genetik özelliklerine dayanan bir yaklaşımdır. Moleküler yaklaşımlar sayesinde, mikrobiyolojik çalışmaların kapsamı daha genişlemiş olup, bu sayede mikroorganizmalara dair olan bilgilerimiz hızlı bir şekilde artmıştır.


Mikrobiyolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıkışının erken dönemlerinden itibaren gözlemlenen mikroorganizmaların biyokimyasal ve fizyolojik özelliklerine göre tanımlanması aslında moleküler mikrobiyolojinin ilk adımları olarak sayılabilir. Günümüzde tüm mikroorganizmalarda gözlenen bu biyokimyasal ve fizyolojik özelliklerin aslında moleküler temelli mekanizmalarca yürütüldüğünü biliyoruz. Moleküler biyolojik tekniklerin mikrobiyoloji üzerindeki etkilerini ilk olarak ‘’Medikal Bakteriyoloji’’ olarak adlandırdığımız kavramda görüyoruz. Medikal bakteriyolojinin gelişimini moleküler öncesi (pre-molecular) ve moleküler olarak sınıflandırabiliriz. Moleküler yaklaşımlarla araştırma kabiliyeti artan medikal bakteriyoloji sadece patojen (hastalık yapıcı) bakterilerin tanımlanmasında değil aynı zamanda bu bakterilerin hastalık yapıcı etmenlerinin moleküler düzeyde anlaşılması ve konağın patojenlere karşı gösterdiği tepkilerin (host response) araştırılmasında da önemli bir rol oynamıştır.


Moleküler mikrobiyoloji, insanlara kontamine olan gıdalardan bulaşarak ciddi rahatsızlıklara ve ölümlere sebep olan Campylobacter’in, moleküler düzeyde insan ile olan ilişkisinin anlaşılmasında önemli bir rol oynamıştır. Görüntüleme teknolojileri (yüksek çözünürlüklü floresans mikroskoplar) sayesinde bakteri-konak arasındaki etkileşimler daha iyi gözlenmiştir. Aynı zamanda fonksiyonel genomiks ile bakterinin konakçı ortamında tam olarak hangi genlerini ne zaman aktive ettiğine dair önemli bulgular elde edilmiştir.


1941’de Neurospora crassa’da biyokimyasal mutantların izole edilmesinden, 1995 yılında Hemofilus influenza’nın tüm genom diziliminin ortaya çıkarılmasına kadar geçen sürede moleküler mikrobiyoloji, bilim insanlarının mikroorganizmalara dair sorduğu soruların cevaplanmasında önemli bir rol üstlendi. Moleküler mikrobiyoloji, mikrobiyolojiyi zamanla tıp hekimlerinin üzerinde çalıştığı bir araştırma alanı olmaktan çıkarıp moleküler biyologların ilgi alanına doğru sürükledi. Bu sayede

, mikrobiyoloji tıpta sadece mikroorganizma kaynaklı hastalıkların teşhisi alanında rol oynamaktan çıkıp biyolojik bilimler arasında geniş bir bilgi birikimine sahip olacak şekilde gelişti.

 

KAYNAKLAR

Schwartzman J. D. (2015). Molecular Medical Microbiology: The Expanding Concept. In Molecular Medical Microbiology (pp 1-4) Waltham, MA: Academic Press.
Zechner, E.L. (2011). New molecular microbiology approaches in the study of Campylobacter fetus. Microbial Biotechnology 4(1), 8–19.

 


© HER HAKKI SAKLIDIR. İşbu Web sitesi ve tüm sayfaları Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na tabidir ve içeriğine ilişkin her türlü ses, görüntü, yazı içeren bilgi-belge, marka ve her türlü fikri ve sınai haklar ile tüm telif hakları ve diğer fikri ve sınai mülkiyet hakları Şafak Kalındamar’ a aittir. Sitede yer alan bilgilerin çoğaltılması, başka bir lisana çevrilmesi, saklanması veya işleme tutulması da dahil, Şafak Kalındamar’ ın önceden yazılı iznine tabidir. Bu sebeple işbu sitede yer alan bilgiler Şafak Kalındamar’ ın yazılı izni olmadan hiçbir şekilde, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, kopyalanamaz, sunulamaz ve aktarılamaz.